İnsan akıllı bir bilgisayar yapabilir Mi? İnsan. Sürekli evrim ve gelişimin odağında olan yeryüzündeki en ileri yaşam formu. En azından bilinen bu. Peki gelecekte insan zekasının varacağı en uç nokta “insan dışı bir zeka” mı olacak sizce? Bu hafta The Verge bu konuyu ele almış. “Yapay zeka” ve onun merkezinde yer alan en temel, şimdiye kadar cevaplanamamış sorular. İnsan bir yapay zeka yaratabilir mi? Kendi kendine düşünebilen bir bilgisayar yapılabilir mi? Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Ya da neye benzeyecektir? En azından şu kadarını söylemek mümkün; ne olursa olsun bu yapay zekaya sahip bilgisayar kesinlikle masanızın üzerindeki gibi bir bilgisayar olmayacak.
Şimdiye kadar filmlerde işlenen yapay zeka tasviri oldukça uğursuz olmuştur: HAL 9000’den taki Skynet filmine dek, akıllı makineler genellikle onları yaratan insan türüne karşı bir kin ve nefret beslemişlerdir. Buradan anlaşılıyor ki biz insanoğlu bu kadar çok heyecan duyduğumuz yapay zeka çalışmalarının aksine aslında yapay zeka kavramının bize getireceklerinden korkuyoruz. Ya da bu yapay zekanın elimizden alacakları olarak da yorumlanabilir. Ama Elon Musk ve Stephen Hawking gibi gerçek hayattaki bilim adamları bile yapay zekanın insanlığı ve kontrolü devralmasından korkuyorlar. Peki gerçekten ne kadar endişeli olmalılar? Ya da bizler bu durumdan korkmalı mıyız?
Beyin Bilgisayar Gibi Değil
Belkide yapay zeka araştırmalarında yanlış alınan nokta bu olabilir. Bilgisayarın çağı başladığından beri beyin ve insan zihninin dizüstü bilgisayar veya akıllı çip gibi bir şey olduğu fikri gerçekten güçlü bir metafor haline gelmiştir. Ve aslında bu mantıklı gelmektedir de. Bilgisayar ona işlenen verileri işler ve bu işlediği verilere yönelik olarak sonuçlar elde eder. Bir çok yapay zeka araştırması temelinde de insan beyninin de bu şekilde çalıştığı varsayılmaktadır. Aslında yapay zeka programları ve robotlar üretilmeye çalışılırken bir şey keşfedildi, buradaki bilgisayar modelleri araştırmacıları insan zekası kadar zeki bir bilince yaklaştırmaktan uzak. Burada anlaşıldı ki insan beyni sadece belirli kuralları işleyen basit bir çip değil; etrafındaki zengin bir dünya ile derin bir etkileşime sahip olan kompleks, vücut dışına çıkan ve vücutla etrafını algılayan bir şey.
Yapay zeka alanında atılan adımlar hala çok küçük. Yapay zeka alanında çalışan insanlar, insana dair akademik çalışmaların her köşesinden ilham almış: robotik ve robot bilimi, psikoloji, sinir bilim ve hatta felsefeden bile. Bilinç henüz yeni yeni anlamaya başladığımız kadarı ile delicesine karışık bir şey. İnsanlık bu alanda henüz bebek adımları atarak ilerleme kaydediyor. Örneğin: Birkaç yıl önce, Google ne anlama geldiği hakkında hakkında hiçbir ipucu bulunmayan büyük işlenmemiş verileri sıralamak için 16.000 bağımsız program kullandı. Geliştirilen programlar milyonlarca YouTube videosunu inceledikten sonra %70 başarı ile kedilerin neye benzediği hakkında fikir sahibi oldular. Yani yapay zeka için uzun, çok uzun bir yol var önümüzde ama bu bile bir başlangıç tabi ki. Ve insanlık muhtemelen yol boyunca insan olmanın ne anlama geldiği hakkında çok daha fazla şey öğrenecek.
Kaynak: The Verge